Söylediklerimin yarısı beş para etmez;
ama ola ki diğer yarısı sana ulaşabilir diye konuşuyorum...
Khalil Gibran

Perşembe, Aralık 29, 2011

Yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle..

 


Hep Kahır
dur ! bırak ! 
kaynasın kahvenin suyu...
bana istanbul’u anlat nasıldı? 
bana boğazı anlat nasıldı? 

haziran titreyişlerle,kaçak yağmurlar ardı. 
yıkanmış kurunur muydu o yedi tepe 
ana şefkati gibi sıcak güneşte... 
insanlar gülüyordu de,
trende,vapurda,otobüste 
yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle 
hep kahır,hep kahır, hep kahır,... 
bıktım be... 

Efervesan'ın ettikleri..

Deniz'in sesini duymak isterim bazen, tıpkı şimdi gibi.
Üstelik sahilden de uzaktayım, böyle vakitler bir Calcium-Sandoz alıp hasretimi gideririm...
Sandoz'un su ile buluştuğu an gözlerimi kapar kulağımı iyice dayarım bardağa.
Yazık ki sonlara doğru sağanak bir yağmur olur dalga sesleri, yanağıma vuran damlalarla. s.
Evet, hasta ve duygusalım..
yazarken dinliyordum: Fırat Tanış-Rüya



Cumartesi, Aralık 24, 2011

Look at me..

look into my eyes and you'll know that i truly love you

look into my eyes and you'll see that no one will harm you

look into my eyes and you'll feel that i will protect you
look into my eyes and you'll feel that you belong



look at me, look at me and little by little be sleepy

look at me, look at me and you'll see that the dreams will come
then close your tired eyes, so wet from crying
close them and you'll see that no one will hurt you at all



close your tired eyes and know that i truly love you

close your tired eyes and you'll see that no one will harm you
close your tired eyes and you'll feel that i will protect you
close your tired eyes and you'll feel that you belong

Pazartesi, Aralık 19, 2011

The Sons of Lee Marvin

Bu sene noel baba'dan isteyeceğim şeyi biliyorum. 
Noel baba yoksa da belki bir sevenim bana bu t-shirt'ü hediye eder. di mi?

Lee Marvin (1924-1987)
Jim Jarmusch, Tom Waits
                           

The Sons of Lee Marvin

The Sons of Lee Marvin


Jarmusch is the founder of The Sons of Lee Marvin, a humorous 'semi-secret society'. Members of the society reportedly include musician Tom Waits and actors John Lurie and Richard Boes, all of whom have worked with Jarmusch on several occasions.  Nick Cave has also "been included", and John Boorman has been "given a card" as an "honorary member". (Thurston Moore, Iggy Pop, Josh Brolin and Neil Young have at various occasions been rumored to be members as well.) The entry criterion for the club is that the person must have some physical resemblance or plausibly look like a son of the actor Lee Marvin — as such, women are not allowed to join. The club supposedly meets occasionally to watch Lee Marvin movies together. Its members perpetuate the joke in the media. 

In an interview, Jarmusch had this to say:
"I'm not at liberty to divulge information about the organization, other than to tell you that it does exist. I can identify three other members of the organization: Tom Waits, John Lurie, and Richard Bose. You have to have a facial structure such that you could be related to, or be a son of, Lee Marvin. There are no women, obviously, in the organization. We have communiques and secret meetings. Other than that, I can't talk about it."
(Interview Magazine, No. 11, 1989: pp 146-150.)


Tom Waits:

Cumartesi, Aralık 17, 2011

Limit to your love




there's a limit to your love
like a waterfall in slow motion
like a map with no ocean
there's a limit to your love

there's a limit to your care
so carelessly there
is it truth or dare
there's a limit to your care

i love i love i love
this dream of going upstream

Perşembe, Aralık 15, 2011

Sakın gücenme emi?


Bir öğle rakısı eşliğinde..

 



Sarahaten, aceba söylesem darılmaz mı?
Darılmak adeti, bilmem ki, çapkının naz mı?

Desem ki: ben seni... yok dinlemez ki... hiddet eder.
Niçin? bu sözde ne var? sanki hiddet etse ne der?

Desem ki: ben, seni pek... ya kızar konuşmazsa?
Derim: bu çektiğim insaf edin, eğer azsa? ...

Desem ki: ben, seni pek çok...hayır, kızar, bilirim;
Tereddütüm, acebâ, hiddetinden az mı elim?

Desem ki: ben seni pek çok...sakın gücenme emi?
Sakın gücenme, eğer anladınsa sevdiğimi

Güfte: Ozan Seyfi Orhon
Beste: Ali Rıfat Çağatay

Cuma, Aralık 09, 2011

Teyzem

Türk filmleri arasında benim için tartışmasız birinci olan Teyzem filmi yeniden çekiliyor. Orijinal hikayenin anlatılacağı yeni filmin Teyze'si Şebnem Bozoklu olacakmış. Bu filmin setinde olabilmeyi gerçekten çok isterdim.. Getir-Götür yaparım, çay taşırım, para almam.


Ümit Ünal: "Teyzem" - "Işık Gölge Oyunları" kitabından.:

Teyzem: Bu Yaşanmış Bir Hikayedir.

Teyzem’in gerçek hikayesi Bursa’da yaşanmıştı:

Teyzem çok genç yaşta evlenmiş ve bir yıl içinde kucağında çocuğuyla ailesinin yanına dönmüştü. Evde tutucu bir üvey baba ve hastalıklarıyla uğraşmayı bir tür şefkat arayışına, ilişki biçimine dönüştürmüş bir anne vardı. Annem, anneannem ve üvey dedemle çatışmaları yüzünden, ailesiyle ilişkilerini çok gevşek tutuyordu. Bu yüzden teyzemi ilk defa yedi yaşımda görmüştüm. Kendisini ev işlerine ve benden üç yaş küçük kızına adamış sessiz sedasız bir kadındı. Sessiz sedasızlığı sonraki yıllarda daha zehirli bir içe kapanmaya dönüştü ve teyzem, anneannemin feci bir tutkuyla koltuklar, sehpalar, büfeler, aynalar, kadife perdeler, cam biblolar vesaireyle tıka basa doldurduğu evde kimsenin dikkatini çekmeyen, varlığı yokluğu bir eşyalardan birine dönüştü. Ama ev eşyaları, hatıraları en yoğun çözünürlükte kaydeden araçlardır ve bir gün gelip tozlu yüzeylerinin altına depoladıkları hatıraları kusmaları kaçınılmazdır.

Cuma, Aralık 02, 2011